0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Yazıda 2 husustan bahsediliyor,motor hacminden dolayı alınan vergi ve elektrikli motordan alınacak verginin % 25 oluşu gibi..yarın bir gün elektrikli motor için de ek vergi çıkarsa şaşırmam,mevzuata uygun olur.
Şu an elektrikli arabaların vergileri motorlu arabalara göre çok düşük. Çevreci arabaya teşvik olayını saymazsak ortada bir adaletsizlik de var. İkisi de araba. İkisi de a noktasından b noktasına götürüyor. Bu noktada vergide parametrelerin ağırlıklı olanı bence lüks değeri. Aracın değeri arttıkça vergisi de fazla olmalı. En adili bu. Yanına teşvik için çevreci etmenler katılabilir
Araç değeri + emisyon'a göre vargi alınmadığı sürece hiçbir adaleti olmaz,sizinde bahsettiğiniz gibi milyonluk araçlar aile araçları ile aynı vergiyi veya daha fazlasını ödüyor,diğer yandan ekonomik ömrünü doldurmuş araçlar dahi sırf 2.0 diye hâlâ lüks sınıfında değerlendiriliyor ve yüksek vergi alınıyor.
Sizde biliyorsunuzdur belki genele hatırlatma olsun. Sonradan bir değişiklik olmadıysa Mtv, kasko değerinin yüzde 5'inden fazla ise bir alt sınıfta değerlendiriliyor. Bu durumda araçların kasko değerine bakıp yüksek mtv çıkıyorsa vergi dairesine müracaat edildiğinde alt dilimden vergi alınıyor. https://www.gib.gov.tr/node/88627
O kadar değil. Hybrid corolla 2020 model kasko değeri 250 bin olsa, %5’i 12.500tl ediyor. Mtv çok daha düşük.
Kastım yeni araçlar değil. Eski büyük motorlu araçlarla ilgili. Ümit bey mesajında eski model 2.0 motorlu aracın halen lüks sınıfta vergi ödediği yönünde ki mesajına bir ek bilgiydi. Tabi her marka büyük motorlularda bu unsur denk gelmiyor. Ancak denk gelende de bir alt dilimden vergilendirilmek iyidir.
Vergilendirme, aracın ağırlığı yerine motor hacmine göre uygulanmaya başladığı yıllarda, piyasada çok miktarda abd ve ab ürünü artık küçük gövdeli ama büyük motor hacimli yaşlı otomobil vardı. Kasko değerleri düşük kalmıştı fakat 2.5, 3.0, 3.5 oldukları için MTV'leri çok yüksek çıkıyordu.Günümüzde motor hacmi büyük olan lüks otomobil fiyatları çok çok yüksek olduğu için MTV oranı normal kabul ediliyor. Egzost emisyonuna göre vergilendirme çok uzağımızda değil ve adil olacaktır.
Amaç adil olmak mı?Yoksa hazineye mümkün olan en büyük katma değeri sağlamak mı?
Hybrid asistant ekibi bir videoda şundan bahsetti. Ama ben tam anlamadım. Olayı anladım da neden böyle bir şey yaptıklarını anlamadım. Devri 2000’de tutup elektrik motoruyla hızlanmak daha mı verimli oluyor? Acaba motor gücünü teker yerine jeneratöre mi yönlendirmişler çözemedim. Ayrıca hibritlerde rubber band etkisi yok diye biliyorumWe've been quiet lately because we were working on something big.Everybody knows the infamous "rubber-band" effect of the Toyota eCVT system.With some clever programming of the car ECUs, we've been able to fix it.Have a look at the attached video:The car is accelerating but when the petrol engine goes to 2000 RPM, it won't increase any further and additional power is provided by the HV battery.The result is the complete removal of the "rubber-band" effect and a sensible additional electric boost.We called it "E-Turbo".Before publishing this update, it's mandatory to test it thoroughly and extensively, so we are searching for candidates willing to verify it on their own car.Candidates can reply to this message or write to hybridassistant@gmail.com.Selection ends next Thursday.//www.youtube.com/watch?v=VP01_oqPamM
arabada motor sesinden hariç sesleri dinler misiniz ? Ben şanzımandan geldiğini sandığım bir sesi çok dinliyorum. bu ses motor sabit hızla dönerken araba hızlanırsa azalıyor. yani dönme hızı araç hızlandıkça düşüyor. Bu sesin mg2 den geldiğini düşünüyorum. ve yaklaşık 70 km hızda 1800 devirde mg2 nin durduğunu düşünüyorum. " hız tahminidir "yani ben şöyle düşünüyorum. mg2 batarya gücü harcamadan ( yada sadece statik çalışıp azenerji harcar iken ) benzin motorunun torku tekerlere tam aktarılıyor. dşli redüksiyon olmadığından motorun torkunu yükseltmek mümkün değil ama tam aktarabilirsiniz. bu da 70 km gibi bir hıza denk geliyor ve 1800 -2100 gibi devirlerde ısrarla benzin motorunu tutmasını buna bağlıyorum. gazın belli bir basış pozisyonundan itibaren bu kurak yıkılyor ve artık devir artmaya başlıyor. yani 3000 3500 devirlere gidiyor. hatta eko bölgesinde hızlanmaya çalışırsanız , batarya durumuna göre önce 1500 devirlerden başlıyor ama araç hızlanıp güç lazım gelince kendisi otomatik aynı gazda deviri arttırıyor. bu gaz pozisyonu eko bölgeyi geçtikten sonra tahminimce çevrimi de değişiyor. ve tabi vvt sistem ile bunu yapıyor. eğer araca uyarsak azami hızlanmayı ve yakıt tüketimini kendisi arka planda halledior. ecvt sisteminde kayış etkisi olamaz , siz de biliyorsunuz. bu hissettiğimiz gaz emrine göre aracın isteklerimize cevap verme tarzıdır. e- turbo olayının ise mg2 nin kilit gibi çalışmasından kaynaklandığını düşündüm. bugün yakıt değerlerinden memnunum. sarıkamışa gittik ve 4.9 yaktı. gelirken ise 5.2 yaktı. yavaş da gelmedik. yük de var idi. dikkat de etmedik.. yakıtı bence epeyce uygun.
Bahsettikleri rubber band etkisi, normal CVT lerde hissedilen, ani gaza bastığınızda motor devrinin çok artması ama bir türlü aracın iyi hızlanmaması hissi.(zaten bu yüzden CVT pek sevilmez). Bu hissiyat kayış olmamasına rağmen aktarma oranlarının ayarından dolayı bizdeki e-cvt lerde de var ama bizimkilerde aktarma oranı MG1 kontrol ederek sağlandığı için bu etkiyi azaltıp, motorun çok yüksek devirlere çıkmadan, aktarma oranını MG1 aracığıyla değiştirerek, sanki erken vites büyütürcesine bu histen kurtulmayı deniyorlar.Normalde erken vites büyütülmez ancak elimizde 0 devirde bile maksimum tork verebilen bir elektrik motoru varsa, elektrik motorunun torkunu daha çok kullanarak hızlanırsak, daha yüksek bir ivme ile hızlanmış oluruz. Bu nedenle 2000 devir sonrasında devir artmasın, biz MG1 e direnç koyup, devir artışını engelleyelim ve ürettiğimiz elektriği ise MG2'ye yönlendirip, MG2'yi daha güçlü çalıştıralım (hem pillerden hem de MG1 de üretilen güç ile) daha yüksek tork elde edelim diyorlar. Bu sistem bataryaya ekstra yük getirmiyor. çünkü motor düşük devirde(2000) tam yük çalışıyor. Öbür türlü oldğunda yani devir arttığında ise tam yük çalışmayan, verimsiz bir motorumuz var. Tam yük altında çalışmak verim açısından her zaman daha iyidir.PSD denilen sistem biraz farklı. Motorda üretilen tork'un sadece %72'si tekerlere geliyor. %28'i MG1'e gidiyor.(gezegensel dişli oranlarından hesaplayabilirsiniz) Bu nedenle aracımız hiç bir zaman %100 benzin ile çalışmıyor. Mutlaka MG1 elektrik üretiyor, MG2 ise MG1'den gelen gücü kullanıyor. Fazlası varsa bataryaya gönderiyor, eksiği varsa bataryadan karşılıyor. Bu şekilde benzin motorunun gücü tekere aktarılıyor. Bir kısmı mekanik olarak, bir kısmı elektirksel olarak.
İçten yanmalı motorun en sevdiğim hali soğukken sergilediği davranış. çünkü devir çevirmek istemiyor. çekiş ise şaşırtıcı derecede iyi. daha doğrusu motor fazla devir çevirmeden bu çekişi beklemiyor insan. şaşırtıcı geliyor. 1.8 motorun çalışması gereken devir aralığı 1800 ila 2500. bu devirlerde yakıtı verimli kullanmak üzere tasarlanmış. mühendis böyle tasarlayınca şanzıman da ona ayak uyduruyor. Ama güç istendiğinde bariz şekilde ses ve karakteri değişiyor. motor farklı bir moda giriyor. hatta gaza aniden basarsak düşük devirlerde hiç beklemeyip hemen devir çevirmek için gaz aldığını hissediyoruz. mg2 motorunun akım kapasitesi düşük ise veya bataryanın dolum kapasitesi sınırlı ise fazladan devir çevirirken kazanılmış güç nereye gidiyor. benim tahminim iç yanmalı motor ile birlikte bataryaya uğramadan mg 1 de çekişe destek oluyor. anlayamadığım noktalar da var. mesela neden çok kısıtlı bir zaman aralığında elektrik desteği gelip tekrar duruyor ? gaza basıp güç istediğimde neden hala bataryayı dolduruyor ? hatta batarya doluyken bile pwr kısmının ilk çentiklerinde gücü batarya doldurmak için harcıyoruz. içten yanmalının gücü ile çok fazla oyalanıyoruz. batarya desteği gelmiyor. normal bir yolda giderken batarya desteği vermek için ara sıra içten yanmalı motor ile batarya arasında seçim yapıyor. ama neden anlık ? bütün soruları sorsak bile tek bir noktada hemfikir olabiliriz. bataryanın besleme gücü aracı rahatça hareket ettirmeye yetmiyor. belki tork yetiyor ama bu da kısa süreli yüksek akım verebilme kabiliyeti nedeniyle çok kısıtlı zamanda kullanılıyor. Son günlerde içten yanmalının verimi üzerine düşündüm. hızlanıp yavaşlamak veya akıtmak yerine küçük bayırlarda deviri 2100 de tutuyorum ve sonra elektrik ile düz veya hafif eyimde inmeye çalışıyorum. batarya hızlıca doluyor. elektrik desteği batarya dolu iken güzel geliyor. ve böylece yaklaşıl yarım litre kadar tasarruf ettim gibi.. anlamaya çalışıyorum . kışlık lastiklerden kurtulduğumda yeni rekorlar gelecek gibi..
Bunu biz de yapamaz mıyız? Yani mg2’nin torku yüksek olsa bile, gücü belli. Hızlanırken biz de devri 2500’e getirip hızlanırız. Olmaz mı? Bu yaptıkları şeyle birlikte mg2’nin tek başına arabayı sürükleme süresi ve hızı artırılmış oluyor o zaman. Motor üst devirde belki verimliliği düşük ama ürettiği güç fazladır. Sürüş sırasında olası bir ani güç istendiğinde benzinli motorun devreye tam güçle girmesi iyi bir şey. Eğer bu uygulama ile kullanırsak motor sabit devirde kalacak ve mg2 yeterli gücü veremeyecek bize.