Merhabalar,
Forumda Efsane Toyotacı olduğumun ertesi günü Mazda 3 otomatik almam çok manidar oldu.

2013 Haziran'ından beri Toyota Yaris 2007 model 1.3 Terra kullanıcısıydım, ta ki bugün Mazda 3 2010 model 96bin km.de Touring 1.6 sedan alana kaddar.
Attan indim eşeğe deyimi vardır ya, bendeki durumda eşekten indim bindim ata misali.

Gerek Toyota Yaris, gerekse de Mazda 3 hakkında yorumlarımı paylaşacağım, hem karşılaştırmalarım olacağı hem de alım satım konusunda bilgi paylaşacağım için bu başlık altında konu açmayı doğru buldum.
Mazda.... Mazda işte. Herkesin hayalindeki, ama hep alınmayan araç. Ben cesaret ettim ve aldım. İyi ki de almışım diyorum.

Forumlarda hep araştırdığımda illa olumsuz yorumda bulunanlar oluyor. Yok araba gitmiyor, yok berbat araç, yok bu araç alınmaz, vs... Mazda 3 gerçekten de Yaris sonrası bana Japonların Mercedes'i gibi hissettirdi.
Aldığım modeli Touring 2010 model. 2. kasası. Gülen yüze benzetiyorum ön tampon tasarımını. En boş modeli bile o kadar dolu ki. Dijital klima, kararan dikiz aynası, AUX girişi, selamlama, konfor sinyal (tek basınca 3 defa sinyal yanması), akşam sürüşünde ön konsoldaki hoş mavi ışıklarla oluşturulan ambiyans ve direksiyondaki tuşlara basınca bu mavi ışığın şiddetinin artıp eski haline dönmesi, yükseklik ayarlı sürücü koltuğu, derinlik ve yükseklik ayarlı hidrolik direksiyon...... Beni yeterince doyurdu. Bir de hız sabiyleyici taktırdım mı evladiyelik bir araba olur benim için.
Otomatik vitesi 4 ileri. Ama son vites çift kademe. Zannediyorum Corolladaki tam otomatik vitesin aynısı, ya da çok benzeri. Vites geçişlerini hissetmek çok çok zor. Böyle bir konfor beklemiyordum açıkçası. Aracın o 4 vitese rağmen ivmelenmesi de harika. Yarisim ile yetişemedim ben araca öyle söyleyim, Yarisi baya zorladım ama ı-ıh yetişmedi.

Araç gerçekten isteyince çok atik olabiliyor. O nedenle ben gitmiyor etmiyor diyenlere inanmıyorum. 1.6 motor 105 hp güce ve 148 nm. lik bir torka sahip. Tatminkar bence. 128 nm lik Yaris ile yokuşlarda sıkıntı yaşamazdım, mazda 3 ile hiç ama hiç yaşamıyorum. Düzce'den Karabük'e 200 km. yol gelesiye kadar Düzce-Bolu Tüneli arası ciddi bir yokuştur. Orayı 100-110 ile çıktım devir 3000-3500 arasında (3. viteste) Hızını koruması çok güzel. Yokuş aşağı inerken de motor freni yapması da yine güzel. Ama keşke N'ye atabilip de boşta gidebilsek hafif eğimlerde iyi yakıt tasarrufu sağlar da, keşke hareket halinde N'ye atabilsek.
Devir-hız değerlerini görmek isteyen bir manyak olarak uzun yolda ilk dikkat ettiğim şey bu oldu. araç 90 km hızla 2500 devirin hemen altında. 120 km hızla ise 3000 devir civarında. Manuel olarak kullanırsanız şanzımanı da, 120 km hızda 3200 civarı bir devir çeviriyor.
Bir diğer konu ise ses yalıtımı ve tokluk. Gerçekten B segment sonrası C segmente binince, aradaki farkı çok iyi anlamış oldum.
Şimdiden söylüyorum, otomatik yaris alacağınıza 1.33 life corolla, auris ve eşdeğeri bir araba alın gerçekten daha iyi. Yariste 3000 devirde kulaklarım uğuldarken, Mazda 3'te 3000 devirde araç içi gayet sessiz oluyor. 3500-4000 devirde hafif, tatlı bir motor sesi duymaya başlıyorsunuz. İç gıdıklayıcı bir ses bu. Yol sesi açısından da Mazda 3 gayet tatminkar geldi. Yoldaki yamalardan geçerken aracın içinden hiç bir ses gelmiyor. Sadece lastik sesi duyuyorsunuz. Rüzgar sesini ise Yaris ile 80 km sonrası duymaya başlarken Mazda 3 110 km sonrasında vermeye başladı. Bunda fitillerin kirliliği de rol alabilir, fitilleri bakım sütüyle sildikten sonra deneyeceğim bir de. Bunların dışında aracın içinden en ufak tıkırtı, zırıltı, zıngırdama, tıngırdama hiç bir ses gelmemekte. Arnavut kaldırımlarında Yaris ile çok başım ağrırken Mazda 3 ile dua ediyorum.
Yakıt konusunda ise Yarimi çok arayacağımı düşünüyorum. 130 km hız ile 200 km.lik uzun yolda 6.7 lt/100km lik bir benzin gösterge tüketimine sahipken, Mazda 3 aynı yolu dönerken 110-120 km hız ile sürerek 8.4 lt/100 km lik gösterge lpg tüketimi göstermekte. Tahminim 9 lt lpg yakmışımdır. Bolu tüneli geçesiye kadar ortalamam 10 lt idi.
Karşılaştırabileceğim bir diğer nokta ise Yarisimde gaz pedalı ne çok yumuşak ne çok sert idi. Sağ ayağımı üstünde tutunca sabit dururdu, hiç yorulmazdı. Hızlandıkça direksiyon sertleşirdi. Mazdada ise gaz pedalı aşırı yumuşak ve aşırı hassas. Ayağımı üstünde bırakınca gaz pedalı daha çok aşağı iniyor. Bir de az yakması için çok hafif dokunmak gerekiyor. En ufak basışta yakıt tüketimi 10-15 ler buluyor. (4. viteste dahi) Bu nedenle sağ ayağım bugün çok yoruldu. Hem aşağı hem yukarı yönde sabit tutmak zorunda kaldığımdan ötürü. Açıkçası bu gaz pedalını hissizleştirmenin yolunu arayacağım Mazdamda. Direksiyon ise hızlandıkça çok fazla sertleşmiyor. Yüksek hızlarda bile yumuşak hissi veriyor. Bu nedenle şeritte tutmakta zorlanabiliyorum. Süspansiyonlarının yumuşak olmasının da etkisinin olduğunu düşünüyorum. Yarisime göre daha yumuşak ama yaylanma hareketi hiç olmuyor.
Yaris ile giderken zıplaya zıplaya gittiğim yolu dönerken sanki otobüsteymişim gibi geri döndüm. Tabi bu konforun bir dezavantajı da uzayan "muhterem aks kafasi" mesafesi yüzünden aracın altının vurma olasılığının artması oluyor. Yarisimle dere tepe, köy yolu gittim ve bana mısın demedi. Altını vurmak falan ne ki, sanki küçük bir crossover havasında.

Ama Mazdam ile aynısını yapamayacağım korkarım.
Aracın altı demişken Mazdada sacla ile kapanmış. Bunun yol sesi yalıtımına katkısı olduğunu düşünüyorum. Yariste ise maliyetten kısmak için boş bırakmışlar ve fabrikasyon pütür gibi bir malzeme sıkılmıştı.
En büyük korkum Yaris sonrası sedan bir araca kullanamayacağım idi. Fakat genişlik olarak 65-70 mm lik bir fark var sadece. Araca da alıştım sayılır. Yan aynalar biraz küçük geldi Yaristen sonra, bir de sağ dikiz aynasına bakmak için kafayı çevirmek gerekmesi de anormal geldi, araç geniş içi çünkü.

Birazcık aynaların küçüklüğü kör nokta olmasından korkuttu ama o korkum da gerçekleşmedi sanırım. Bagaj avantajı muhteşem zaten. Bagaja bir şeyler sığdıracağım derdi artık yok kısmetse.

Yaris ile çeyiz taşınmıyor mu? Taşınıyor ama sedanda rahat rahat yayla gibi bagaj bir başka gerçekten.
İşlemleri anlatacak olursam, ilk önce araçlara bakıp kullandık. Sıkıştırdım, motoru dinledim, anormal bir ses yoktu. Lpg 2 ay önce Prins taktırılmış, o nedenle de tercih sebebimdi araç. Kullandım, anormal bir ses yok, motor güzel ses veriyor, basınca gidiyor, performans kaybı da yok. Sonraki aşamaya geçtik. Ekspertize gittik. Düzce'de Mazdacı Ahmet Usta'ya götürdük. Aracın altına baktı, z rot ve ön tekerlerin boşluklarına baktı, yağ suyu vs., boya kalınlığına bakıldı. Direksiyon hidroliği servis bakımında yetkili serviste fazla konmuş, bundan mıdır bilinmez, direksiyon kutusu sol ön tekerlek tarafından hafif bir hidrolik sızıntısı vardı. Arka sol z rot hafif boşluk yapmıştı. Şanzıman yağı minimum seviyesindeydi, max. seviyesine tamamlandı. (her ne kadar değişmesine gerek yok dense de, değiştireceğim en kısa sürede.) 100bin bakımı yaklaşıyor, bujiler, filtreler, yağlar, hidrolikler değişecek malum. Yakıt filtresi de değiştirilecekmiş. Öğrendim 1-2 ay içinde yapılacak inşallah. Araçların durumları iyi çıkınca da noterde takası yaptık. Plakayı değiştirmek üzere aracı aldım. 213 tl imiş noter ücreti plaka değiştirilecekse. Hemen hallediliyor işlemler zaten, sonra da hayırlı uğurlu olsun.

Resimler yarın. Bugünlük tanıtım bu kadar oldu. Merak ettikleriniz olursa seve seve cevaplamaya çalışırım.


