
Herkes kendi zevkleri ölçüsünde değişik renklerde otomobillere sahip olmak ister. Bu belkide kişiliklerimizin dışa vurumudur da. Tabi bu seçimde genel toplum görüşleride az ya da çok etkili olabilmektedir. Peki hangi renk otomobillerin daha çok kazaya karıştığını biliyormusunuz? Peki böyle birşeyin nedeni sizce ne olabilir. İşte bazı araştırmalar ve sonuçlar;
''Psikolojik etkilerine göre renkler sıcak ve soğuk olarak sınıflandırılır.Sıcak renkler, dalga boyu yüksek olan
sarı, kırmızı ve turuncudan oluşur. Bunun yanı sıra dalga boyu daha düşük olan soğuk renkler ise mavi, mor ve
yeşildir. Sıcak renkler daha çabuk algılanabildikleri ve görsel düzen içinde görünebilir olduğu için bize yakın
olma hissi uyandırır. Soğuk renklerin ise geriye çekilme etkisi vardır, uzaklık hissi doğurur.
Sıcak renkler, izleyeni uyarır ve neşelendirir. Fiziksel gücü, enerjiyi, dinamizmi arttırır, metabolizmayı hızlandırır;
fazlası ise heyecan, yorgunluk, şiddet, saldırganlık ve konsantrasyon güçlüğü yaratabilir. Örneğin,
Amerikan otomobil kuruluşu, kırmızı renkli otomobil kullananların diğer renklerde araç kullananlara göre daha
fazla kaza yaptıklarını belirlemiştir. Ayrıca, trafik işaretlerinde örnek teşkil ettiği gibi, tehlike ve
yasakların belirtilmesinde kırmızının, dikkat, uyarı amaçlı olarak sarı rengin kullanıldığı görülür. Turuncunun
Ergonomik Tasarımda;
Renk dışa dönüklük, girişimcilik, sosyallik sağladığı, sarının şeffaflık, hafiflik, serbestlik duygusu uyandırdığı da ortaya
konmaktadır. Sıcak renkli cisim ve mekanların daha yakında ve büyük göründükleri bilinir. Örneğin büyük
mekanların küçük görünmesi istendiğinde sıcak renkler kullanılması uygun olduğu gibi, küçük mekanların
da soğuk renklerle boyanarak daha büyük algılanması sağlanabilir. Soğuk renkler ise yatıştırıcı ve dinlendiricidir;
güven, huzur, üretkenlik, sorumluluk, düzen, ferahlık, barış, özgürlük gibi duyguları çağrıştırır. Düzeni
ve rahatlık duygusunu çağrıştırması nedeniyle resmi giysiler ve üniformalarda mavinin tercih edilmesi,
hastane odalarında, ameliyat giysilerinde parlamayı önlemesinin yanında, negatif enerjiyi alması, güven ve huzur
telkin etmesi nedeniyle yeşilin kullanılması birer örnektir. Soğuk renkler aşırı dozda kullanıldıklarında ise
kasvetli, hatta moral bozucu, bir etki yaratabilirler; tembellik, ağırkanlılık, hayalperestlik, duygusallık uyandırabilirler.
Işığın tamamen yutulduğu ya da yansıtıldığı birer renksizlik durumu olan siyah ve beyazın ise meydana
getirdiği bazı psikolojik çağrışımlar söz konusudur. Siyah, güç, tutku, otorite, ciddiyet, resmiyeti temsil
ederken; beyazın temizlik, saflık, istikrar, teslimiyet gibi çağrışımları söz konusudur. Gelinlik ve hemşire giysilerinin
beyaz olması bu masumiyet, arılık ve hijyen duygusuna dayanır.
Rengin, objelerin algılanan ağırlığı, mekanlarda geçirilen sürenin uzun ya da kısa hissedilmesi üzerinde de
etkili olduğu saptanmıştır. Ağırlık etkisinin kırmızı, mavi, turuncu, yeşil, sarı gibi bir sıralamayla azaldığı belirtilmiştir.
Ayrıca yapılan tahminler, sıcak renklerin hakim olduğu mekanlarda geçen zamanın gerçek sürenin
üstünde olduğu, soğuk renklerle renklendirilmiş mekanda geçirilen sürenin ise gerçek sürenin altında kaldığı
yönündedir. Yapılan deneylerde, renklerin bireyin koku ve tat alma duyuları üzerinde de etkili
olduğu saptanmıştır. Örneğin sarı ve yeşilin ekşi, turuncu, sarı ve kırmızının tatlı, mavi ve yeşilin acı, soluk yeşil
ve açık mavinin tuzlu tatları çağrıştırdığı, yeşilin çam kokusunu, eflatunun parfüm kokusunu çağrıştırdığı
saptanmıştır.
Renklerin insanlar üzerindeki etkileri insan-çevre etkileşimi bağlamında tasarım bilgisi içinde yer almakta,
mimarlık, ürün tasarımı, grafik tasarımı, web tasarımı gibi farklı tasarım alanlarındaki uygulamalarda bir
ergonomik veri olarak değerlendirilmektedir.
Otomobilin güvenli olması, seçerken ona artı değer kazandırıyor. Sadece beğeninize göre seçtiğiniz renk bile aracın güvenliğini doğrudan etkiliyor. Dünyanın çoğu yerinde güvenli olduğu düşünülerek okul araçları sarı yapılıyor. İstatistiklere göre ise dünyada en çok kazayı siyah ve beyaz otomobiller yapıyor. Otomobilin rengi ve kaza geçirme riski arasında iki bağlantı var. Rengin sürücüler üzerinde yarattığı etki ve çevresel faktörler... Yani otomobilinizi nasıl bir yerde sürdüğünüz önemli. Eğer havanın sürekli yağışlı, gri bulutların hâkim olduğu bir bölgede yaşıyorsanız o zaman yumuşak renkler sizin için daha riskli. Ama büyük şehir trafiğinin ortasındaysanız açık renkli araçlar daha görünür oldukları için şanslılar. Geceleri beyaz daha iyi gözükürken, kırmızı siyah gibi algılanıyor. Yağmurlu ve sisli havalarda ise sarı en dikkat çekici renk olarak göze çarpıyor.
Renkler stresi arttırabiliyor, görme oranını düşürebiliyor ve dikkati dağıtarak güvenliği tehdit edebiliyor. Renkler üzerine çalışma yapan bilim adamları mavinin rahatlattığını, kırmızının ise kalp atışını ve kan akışını hızlandırdığını söylüyor. Aracınızın rengi de aynı duyguları diğer sürücüler üzerinde uyandırıyor. Farklı bölgelerde yapılan araştırmaların sonuçları değişiklik gösterse de yaralanmayla sonuçlanan kazalara karışan gümüş grisi araç sayısı daha az. Özellikle beyaz renk otomobillerle karşılaştırıldığında gümüş grisi yüzde 50’ye yakın daha şanslı. Görünürlük listesinde daha düşük olsa da, siyah, mavi ve gri gibi renkler beyazla karşılaştırıldığında, daha az kaza yapma riski taşıyor. Gün ışığında siyah otomobillerin, beyazlara oranla hasarlı kazalara karışma riski yüzde 12 daha düşük. Bu sayı gri için yüzde 11’e, gümüş için yüzde 10’a, kırmızı ve mavi otomobiller için ise yüzde ediye kadar geriliyor. Gün doğumu ve batımı gibi havanın yarı karanlık olduğu saatlerde ise siyah otomobiller beyazlara göre yüzde 47 daha riskli hale geliyor. Sadece gece saatlerinde kırmızı ve gümüş renkli araçlar beyazdan daha riskli oluyor ve bu oran yüzde sekize çıkıyor. Kısaca her durumda en büyük riski beyaz taşıyor. Kaza oranlarındaki farklılığın bir diğer nedeninin de açık renkli otomobillerin daha rahat görünebilmesi olduğu düşünülüyor. Bu da siyah ve lacivert renkli otomobillerin güvensiz gözükmesine neden oluyor. Yeni Zelanda’nın en büyük üniversitesi olan University of Auckland’da yapılan araştırmalar sonunda önemli kazaların büyük çoğunluğunun siyah, kahverengi ve yeşil otomobiller tarafından gerçekleştiği sonucuna varılmış. Beyaz daha masum gözükse de, araştırmanın yapıldığı bölgede kar yağmadığı için bunu genele uyarlayabilmek pek de mümkün gözükmüyor. Araştırma İstanbul’da yapılsaydı bu sapmanın bir benzeri sarı renkli otomobiller aleyhinde çıkabilirdi. Zira sarı otomobiller taksi olarak kullanılıyor ve taksiciler diğer sürücülere göre daha dikkatsiz, sıkkın ve sinirli araç kullanıyor. Bu taksi örneğinde olduğu gibi otomobilin rengi ve kaza yapma oranı düşünüldüğünde, yollarda bazı renk araçların adet olarak diğerlerine göre daha fazla olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Belirli tipteki sürücüler, her zaman öncelikli olarak bazı renkleri tercih ediyorlar. Agresif kişilerin siyah otomobilleri tercih etmesi ve siyahın da hasarlı kazalara daha sık karışması bununla da ilgili. Genç erkeklerin kırmızı otomobilleri seçmesi de, onların dikkatsiz sürüşleriyle birleşince istatistiklerdeki oranların değişmesine neden oluyor.''
Alıntı adresleri:
http://www.trakya.edu.tr/Enstituler/FenBilimleri/Dergi/pdf/164Mehtap.pdf http://www.boxerdergisi.tv/haberdetay.asp?news_id=2588 Düzenleme: Hakan Öztürk.